21 Nisan 2017 Cuma

Nefilimler

Tevrat - Yaratılış.6: 4 İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi.
Görüldüğü gibi tevratın yaratılış kısmında nefiller (Nefilimler) denilen bir ırktan bahsetmektedir, nefiller ibranicede "düşmüşler" anlamına gelir fakat Septuaginta kayıtlarında Nefiller kelimesi devler olarak çevirilmiştir, nefiller tevratın yaratılış bölümünde öyle bir görünüp adeta kaybolmaktadır, ve ancak Çölde Sayım bölümüne kadar asla bu kelime geçmez
Çölde Sayım 13: 32 Araştırdıkları ülke hakkında İsrailliler arasında kötü haber yayarak, "Boydan boya araştırdığımız ülke, içinde yaşayanları yiyip bitiren bir ülkedir" dediler, "Üstelik orada gördüğümüz herkes uzun boyluydu.Çölde Sayım 13: 33 Nefiller'i, Nefiller'in soyundan gelen Anaklılar'ı gördük. Onların yanında kendimizi çekirge gibi hissettik, onlara da öyle göründük."
Bu kayıtlara bakarsakta Musa'nın ordusunda ki görevliler kuduste nefiller ve onların soyları olan Anaklıları görmüştür.
Günümüz hristiyanlarına göre Nefillerin soyları Nuh peygamber zamanında yok olmuştur, fakat çölde sayım kitapcığına göre nefillerin soyları devam etmektedir, peki nedir bu nefiller?
Nefiller
Nefiller insanları gözlemek için yeryüzüne gelmiş meleklerin insan kızlarından etkilenerek evlenmeleri ve soylarının çoğalarak devam etmesidir. Tabi islam inancına göre meleklerin cinsiyetleri yoktur, fakat bu nefiller meselesi islam ulemasınca bile araştırılmış ve şöyle bir kanı ortaya çıkmıştır, "yoldan çıkan iblis ve kandırdığı cinler kendilerini melek olarak adlandırarak insan kızlarıyla cinsel ilişkiler kurmuş ve bunlardan soyları yürümüştür."
Bunların hangisini kabul edersek edelim, nefilimler meselesi bu kadar kısa olamayacak kadar zorlu bir konu ve o sebeple bu konu belki en uzun konum olacak.
Nefilimler eski mısırda neterler, eski sümerde Anunnaki diye geçer, bu arada bahsetmem gerek ki Sümer "gözcülerin ülkesi" anlamına gelir, sizce bu kadar tesadüf olabilir mi?
Bilim saf doğruyu bulma çabası olarak değerlendirilir, fakat bilim bazen öyle uygulamalar yapar ki gözün gördüğünü inkar ederek kendisini küçültür. İşte bunun en bariz örneği Arkeoloji'dir sümer, mısır ve daha bir çok bölge kayıtlarında ki uzun yaşam süren tanrı krallar kayıtlarını mit olarak lanse edip aynı kayıtların insan krallar kısımlarını doğru kabul etmiştir. Açıkçası bu utanç verici birşeydir.
Nefilimler konusu uzun ve başka bir konu olduğundan burada özetliyorum,
1- Pagan dinleri Nefilimleri şöyle anlatır : Tanrıların beğendiği insanlarla ilişkiye girmeleri sonucu doğan çocuklardır. Örneğin tepegöz, devler, kikloblar
2- Muharref Metinsel Dinler : İlahi varlıklar (melek veya tanrının yarattığı başka kudsi bir ırk) insanları gözletlemek ve düzene sokmak için yeryüzüne gelmiş ama bir süre sonra insanların güzelliğinden etkilenerek ilişkiye girmiş ve bunun sonucu çocukları olmuştu. Bkz. Hanok'un Kitabı
3- İslam İnancı : İblis ve onu izleyen cinler kendilerini ilahi olarak göstererek insanlarla ilişkiye girmiş sonuç olarak iki ırkın melez çocukları dünyaya gelmiştir.
Sonuçsa insanlar bu melez ırka yarı tanrı, tanrı sözcüsü, gibi isimler vererek onları kutsallaştırmıştır (örnek : osiris, horus, herkül) bu isimlerin dünyada krallık yaptıklarına dair çok fazla kayıt ve kaynakta vardır.

20 Nisan 2017 Perşembe

Şeytan ve Soyu

Yeryüzünde cinlerin yaratılışından sonra cinler uzun bir müddet kulluk bilinicinde yaşadılar fakat babaları elcân öldükten sonra cinler yoldan çıkmaya başladı, bu yoldan çıkanlara katılmayan Haris isimli bir cin vardı, o bu karmaşanın içerisinde Rabbine kulluk ediyor karmaşalara karışmıyordu, Haris cinlerin Marid ırkına mensuptu.
İlk azgınlıkta melekler yeryüzüne gelerek cinleri adeta katletmişler bu sırada gördükleri Haris'e adeta hayran kalmışlardı, birinci kat melekleri dua ederek onu kendilerine istediler, bu istekleri kabul edildi ve Haris birinci kat meleklerinin yanına çıkartıldı, bu kata çıkınca adı Azazil olarak değiştirildi. Azazil birinci semaya yükselince ibadet ve taati arttı, bu sefer onu ikinci sema melekleri istedi, böylece Azazil her kata çıkışında ibadet ve taatini arttırdı, böylece Azazil cennete giriş yaptı ve orada bir kürsüye sahip oldu, her gün değişik semaların meleklerine vaaz veriyor namaz kıldırıyordu.
Bir süre sonra ondan daha güzel ibadet edebilen olmadığından ödül olarak dünyanın yönetimi ona bırakıldı, bazı kaynaklarda ikibin yıl kadar hükmetti yazar, bu ikibin yıl içerisinde cinler bir kere daha isyan etti, Azazil meleklerden ordu toplayarak yeryüzüne indi adeta bir kıyım yaptı. Geri döndüğünde melekleri korku içinde buldu. Melekler Azazile gelerek her semanın üstünde bir kulun lanetleneceği yazıldığı bilgisini vererek ondan dua istediler, Azazil korkmayın o bizlere değil diyerek meleklere dua etti ama kendisine etmedi.
Azazilin hükmü sürerken Allah ben kendime bir halife yaratacağım diyerek çamurdan bir beden yaptı, Azazil bu duruma içerleyerek meleklere bu halife yeryüzünde isyan çıkartacak, Allaha asi olacak diye vaazlar vermeye başladı. Adem'e ruh üfürülüp canlandırılınca, Allah bütün melekler alemine Adem'e secde edin dedi, Azazil secde etmedi, Allah Ey Azazil seni secde etmekten men eden nedir? Diye sorunca Azazil ben ondan üstünüm diyerek kendisini savundu.
Aslında Azazilin burada ki secde etmeyişi kibirinden dolayı Allaha "sen yanlış biliyorsun" demesinin başka bir şekliydi. O gün lanet halkası boynuna geçirilerek İblis adıyla cennetten sürüldü. Adem cennette kendisine eş isteyince bu İblis için bulunmaz bir nimetti, Adem'in eşi Havva'yı kandırarak yasak meyveyi yemesini sağladı ve onların cennetten sürülmesine vesile oldu, Herşeyi bilen Allah bu olayda asli suçlunun İblis olduğunu bildiğinden İblise Şeytan ismini vererek melekler alemine girişine yasak koyarak Şeytanı'da dünyaya sürgün etti.
Şeytan dünyaya inince ilk olarak kendi ırkı olan Maridlerle görüştü, fakat Maridler yüzyıllar önce ki savaşı unutmadığından ona katılmayı reddettiler, ancak Şeytan'ın öyle fikirleri vardı ki bunlardan etkilenen bazı Maridler Zuzula diye bilinen Cinlerin intikam askerlerini oluşturdular. Şeytan diğer cin ırklarına ve kabilelerine giderek taraftar toplamaya başladı, cinlerin kadınlarıyla ilişkilere giriyor bu kadınlardan doğan çocuklarına İfrit diyordu, İfrit Şeytanın babası olduğu her cine verilen isimdir.
Şeytan cinlere tam güvenemediğinden dolayı kendisine ait vaaz bölgelerine kendi soyundan birisini yani bir ifriti tayin ediyordu. Bunun haricinde Şeytana insan kanına karışma ruhsatı da verildiğinden şeytan insanların içinden soy üretmeye başladı bu soyda doğanlaraysa Nefilim deniyordu. Nefilimlerin varlıkları ve ayan beyan bilinmeleri Şeytanın planlarını bozduğu için nefilimler uzun süren bir imparatorluk sürecinden sonra adeta kayboldular, fakat Nefilimlerin ensest soylarından yeni nefilimler türerken, İnsanlarla türettikleri Anaklı ırkı neredeyse hala ayan beyan ortadaydı.
Şeytanın insanlar için en büyük planı şüphesiz kendisini inkar ettirtme projesidir. Bir çok kişi kendisini müslüman zannederken, kuranda kesin varlığından bahsedilen şeyleri inkar ederek aslında Şeytanın en büyük günahı olan "Hayır sen Allah bile olsan yanılıyorsun doğruyu ben biliyorum" sözünü farkettirmeden insanların içine işlemiştir.
Şeytanın cinler için en büyük planıysa "Ben Allah katındaydım, insanları sizden iyi biliyorum onları kandırabilirsek cehenneme gidecekler zaten biz cinler cehennem için yaratılmadık, hem ateş ateşe ne yapabilir ki" sözleridir.

Wiccanlığın 13 Prensibi

Aşağıdaki 13 prensip, Amerikan Cadılar Konseyi tarafından, Nisan 1974’de Kabul edilmiştir.
1:Biz, törenlerimizi, Ay’ın evreleri ve Mevsimsel Çeyrekler ve Kesişen Çeyrekler tarafından ortaya çıkarılan hayat güçlerinin doğal ritmi ile kendimizi bütünleştirmek üzere uygularız.
2:Kabul ederiz ki zekamız bize, çevremiz ile ilgili eşsiz bir sorumluluk duygusu verir. Doğa ile bir uyum içerisinde yaşamaya çalışırız, ekolojik dengenin sağlanması ve evrim kavramının da bilincinde olarak.
3:Kabul ederiz ki, gücün bir derinliği vardır ve bu, ortalama bir insanın açık olarak bildiğinden çok daha fazla büyüktür. Çok daha fazla büyük olduğundan dolayı bazen doğaüstü diye isimlendirilse de, biz bunu, herkesin doğal potansiyelinin altında yatan olarak görürüz.
4:Yaratıcı Gücün, evrendeki kutupları da ispatladığını kabul ederiz - eril ve dişi - ve tüm insanların, eril ile dişiler arasındaki karşılıklı etkileşimin altında da yatan aynı Yaratıcı Güç dür. Bu iki kutbun birbirini desteklemesi gerektiğini bilerek, hiçbirini diğerinin üzerinde değerlendirmeyiz. Sex i zevk olarak değerlendiririz, hayatın şekillendirilmesi olarak, ve aynı zamanda enerji kaynaklarından biri ve dinsel tapınma olarak.
5:Hem iç hem de dış dünyaları, ya da psikolojik dünya ki bazen Ruhsal Dünya olarak da bilinir; biz Toplu Bilinçsiz İç Dünyalar vb. olarak kabul ederiz. Ve bu iki boyutun birbiriyle etkileşimini, doğaüstü fenomenin ve sihirsel egzersizlerin bir temeli olarak görürüz. Bir boyutu diğerinden daha az önemsemeyiz, çünkü görürüz ki her ikisi de bizim tamamlanmamız için gereklidir.
6:Hiçbir otoriter hiyerarşiyi kabul etmeyiz ancak öğretenleri onurlandırır, daha fazla olan bilgilerini ve ilimlerini paylaşanlara saygı duyar ve kendilerini cesaretle öğretmenliğe adayanlara da şükran duyarız.
7:Dini, sihiri ve bilgeligi, bir kişinin dünyayı nasıl gördüğü ve bu dünyada Cadı olarak nasıl yaşadığı olarak görürüz. -ki bir dünya görüş ve hayat felsefesi olarak tanımladığımız şey Cadılık tır-
8:Birine ‘Cadı’ demek Cadı olmak demek değildir,ancak bu kalıtsal da değildir, titrleri, dereceleri ve Kabul törenlerini vb içermez. Bir Cadı, bilgece yaşamak, iyi olmak ve başkalarına zarar vermeden Doğa ile uyum içinde yaşamayı sağlamak için içindeki güçleri kontrol etmeye çalışır.
9:Hayatın ifa edilmesi ve gerçekleştirilmesinin, bilincin geliştirilmesi ve evrimi ile mümkün olduguna inanıyoruz ve bunun da evrenin anlamını oluşturduğuna, içinde kişinin kendi şahsi rolu ile birlikte.
10:Hıristiyanlık ya da herhangi bir başka dine ya da hayatın felsefesine olan karşıtlığımız, hayatın kurallarını sadece ‘bir tek yol’ a bağlamalarıdır. Ayrıca diğerlerinin özgürlüğünü inkar edip diğer dinsel inanış ve uygulamaların geçersizliğini de desteklemeleridir sebeplerimiz.
11:Amerikalı(veya Dünya çapında) Cadılar olarak, Cadılığın geçmişindeki tartışmaları, farklı terimlerin orjinalleri ve çesitli kavramların meşruluğunu tehdit olarak görmeyiz. Biz, şimdiki zamanımız ve geleceğimiz ile ilgileniriz.
12:Biz mutlak şeytan kavramını Kabul etmeyiz ve de aynı zamanda Satan ya da Şeytan diye adlandırılan herhangi bir meta ya da ibadet etmeyiz, ki bunlar hıristiyanlık tarafından kabul edilmiştir. Diğerlerinin acı çekmesi üzerine gelen gücü aramayız, aynı zamanda diğerlerinin inkar edilmesi ile kazanılan kişisel faydanın da gerçekliğine inanmadığımız gibi.
13:İnanırız ki, sağlığımız ve iyiliğimiz ile uyum içinde olan Doğa ile başbaşa olmayı seçmeliyizdir

19 Nisan 2017 Çarşamba

Wiccalık Hakkında




Wiccanlığın kendi içerisinde kural olarak yazılı olmayan fakat her wiccanın bilerek yaşadığı şeyler vardır. Bunları sırayla bahsetmek istersek 8 madde ortaya çıkmaktadır.

1. Doğaya tapınmak




Wicca, doğa merkezli bir inanış şeklidir ve pek çok doğa tabanlı inanç sisteminde olduğu gibi, Wiccada da sevgi, hayat, doğa ve maneviyat (spritualizm) vardır. 
Wiccalığın insan üstü varlık inancında, Tanrı ve Tanrıça bulunur. Tanrıça Dünya ve Ay’da vücut bulur. Dünyadaki ürünleri meydana getirir. Wiccanlar, doğadaki mevsimler ve onların beraberinde getirdiği değişimlere değer verirler. Bu, ay devreleri için de geçerlidir.
Tanrıysa Güneş ile temsil edilir ve adalet, asalet gibi şeyleri temsil eder.

2. Cadı Çemberi




Wicca, zorunlu cemaatsel bir inanış değildir ve bir lider yoktur. Buna rağmen Wiccalıkta Covenlar (türkçe kovan da denebilir) vardır. Bunlar, Cadı halkası olarak da adlandırılır. Coven, ritüelleri, beraber yerine getirmek için en fazla on üç kişinin bir araya gelmesi ile oluşan gruptur. Bu ritüeller, bir başrahibe ve başrahip kılavuzluğunda yerine getirilir. Rahip ve başrahibe, grup üyelerinin, onların fikirlerini kabul etmeleri beklenen liderler değildirler. Onlar, daha çok eğitici ve öğretmen rolündedirler.

3. Solo Wicca




Bir Wiccan, Coven'a katılabileceği gibi, Solo (yanlız) da olabilir. Solo bir Wicca, her şeyi kendisi genel olarak deneyimleyerek öğrenir. Ritüelleri kendi başına gerçekleştirir. Bunlardan birinin, diğerinden daha iyi olması diye bir durum söz konusu değildir. Çünkü önemli olan kişinin kendini nasıl ve hangi durumda daha iyi hissettiğidir.

4. Kimseye (kendine de) zarar vermediğin sürece ne istiyorsan yap




Bu kural, Wicca kuralı veya Cadı Öğüdü olarak adlandırılır. Kulağa basit bir kural gibi gelse de değildir. Çünkü bu, kendine verdiğin sözde durduğun için, güvenilirliğini eksiksiz ortaya koyar. Bu kuraldan, üç katlı yasa olarak da adlandırılan başka bir kural ortaya çıkar.

Yaptığın her şey sana üç kat geri dönecektir.

Yaptığın bütün pozitif veya negatif şeyler sana çoğalarak geri gelecektir.O halde önemli olan, bir şeyi yapmadan önce sonuçlarına göz gezdirmektir.

5. Gölgeler Kitabı




Gölgeler Kitabında reçeteler, tecrübeler, metotlar ve bilinmesi gerekenler bulunur. Elf geleneğine sahip olan wiccanlar, aile üyelerine ait olanları kullanmak için alırlar. Doğal olarak, kitaba da kendi tecrübelerini yazarlar, covenlarda başrahibe tarafından yazılır, asla grup dışına çıkarılmaz ama üyeler kendi kitaplarına kendi yazılarıyla yeniden yazabilirler. Doğal olarak, coven üyeleri,kendi kitaplarını da yanlarında getirirler.

6. Kadının Yeri




İnsanlar genellikle kadınların Wicca olduğunu düşünse de bu doğru değildir. Erkekler de Wicca olabilir. Tahminlere göre Wiccanlar arasında, kadınlar, erkeklere nazaran daha fazladır. Bunun sebebi, dinlerdeki bağnazlığın, özellikle kadınları ikinci sınıfa düşürmesi ve erkek baskın yasaların çokluğudur.

7. Satanist değillerdir




Wiccanlar Şeytan'ın varlığına inanmazlar ve satanist de değillerdir. Wicca ile aktif olarak uğrasan kişiler Tanrı ve Tanrıça‘ya inanırlar. Şeytan tevhidi dinlerin bölünmez bir parçasıdır. Kötülüğü şahıslandırma ve bu şekilde yapılan hataların suçunu başkasına yükleme, Wiccada yer almaz. Aklı başında her yetişkin birey, iyi ve kötüyü ayırt edebilir ve kötülük yapıldıktan sonra, yapan tek suçludur ve cezasını, üç katı fazlasının kendisine geri döndüğü şekliyle öder. Wiccanlar, kişinin yaptıklarından, kendisinin sorumlu olduğuna inanırlar.

8. Pagan Bayramları

Wiccalıkdaki bayramlar, eski Paganizmden gelmektedir. Yıl içinde Sabbats’a uyan 8 önemli tarih vardır, genellikle kutlamalar dışarıda yapılır ama ev içinde de kutlamak mümkündür. Zira her zaman bir ateş ya da ona benzer bir şey yakmak mümkün değildir. Bir bayramı geleneklere göre kutlarken, covendaki üyelerin de onayı alınır. Wicca bayramlarında Tanrı ve Tanrıça onurlandırılır ve doğanın sunduğu her şey için teşekkür edilir.

Güney yarı küre ve Kuzey yarı kürede farklı tarihlerde kutlanan 8 pagan festivali vardır.

Kuzey Yarım Küre

Yule - 22 Aralık
Imbolc - 2 Şubat
Ostara - 21 Mart
Beltaine - 1 Mayıs
Midsummer - 21 Haziran
Lughnasadh - 1 Ağustos
Mabon - 21 Eylül
Samhain - 31 Ekim

Güney Yarım Küre 
Yule - 21 haziran
İmbolc  - 1 ağustos
Ostara - 21 eylül
Beltaine - 31 ekim
Midsummer - 22 aralık

Lughnasadh - 2 şubat 
Mabon - 21 mart
Samhain - 1 mayıs

9. Cadılığın Alt Dalları



Gardnerian: Çağdaş Cadılığın babası olarak söz edilen Gerald Gardner tarafından kurulmuştur. Gardnerci cadılık, katı bir şekilde Gerald Gardner’in kendi yazdığı Gölgeler Kitabı’na dayandırılır. O’nun ritüellerine bağlı kalınır.
Alexandrian: Alex ve Maxine Sanders tarafından kurulmuştur. Gardnerian‘lara göre daha ılımlı ve esnektir.
Miras: Aileden gelip,kuşaktan kuşağa aktarılan cadılıktır.
Geleneksel: Geleneksel cadılar, cadılığı içgüdüsel olarak uygulayanlardır.Genellikle cadılığı daha keşfetmeden, maji uygular ve yönergeleri öğrenirler.
Hedgewitch: Çalışmaları tamamen toprak ve doğaya dayanan cadılardır.Hemen hemen sadece,otlar ve bitkilerle çalışırlar.

10. Wiccalığın 13 prensibi




73 cadının kurduğu, Amerikan Cadılar komitesi (Council of American Witches) 1973 yılında nisan ayında, ilkbahar cadı toplantısı yapmış ve ön yargıları yıkmak, cadılığı belli bir sisteme sokmak üzere 13 temel prensibi benimsemiş ve kağıda dökmüşlerdir. Dolayısıyla bu 13 temel kural wiccanlar tarafından da benimsenmiş ve wicca’nın da 13 temel prensibi konumuna yerleşmiştir. 




Cin Irkları ve Kabileleri

Cinlerin en bilinen ırkları genelde ifritlerdir çünkü Kuranda Süleyman a.s kıssasında belkısın tahtını getireceğini idda eden cin bir ifritti. Fakat cinler daha fazla ırklara sahiptir, kesin olarak söyleyemesemde bilgim dahilinde ırkları sayacağım. (Kesin olarak bilemememin sebebi, bu ırk ve kabile bilgilerini ancak cinlerden öğrenme şansı vardır, fakat cin ne kadar doğruyu söyledi nasıl emin olabiliriz?)
Cin Irkları :
Şeytan : Şeytan aslen tek bir cindir, bazıları onu kabile sansa da o asla bir kabile değildir, bir önceki konuyu hatırlarsanız, Haris ismiyle başlayan yolculuğu hangi isimle bitmişti. Şu nokta'da önemlidir ki cinler nasıl bizlere isterse görünür istemezse görünmez, şeytanda aynı şekilde hem insan hemde cinlere isterse görünür isterse görünmez.
Marid : Maridler cinlerin genelde soylu kısımlarındandır, en tehlikeli cin kısımlarındandır, ne şeytanla ne Allahla işleri vardır, ateistik bir halde yaşarlar. İnsanlarla iletişime geçmeyi sevmedikleri gibi davet edilirlerse ölümle sonuçlanma ihtimali çok fazladır.
Afarid : Şeytanın diğer cinlerden olan soyudur, afarid çoğul halidir, tam türkçesi ifritler olarak bilinir, fiziki olarak ve metafizik olarak güçlüdürler. Davet edilmeleri genelde ölümle bitmese de siz onu köle edeceğim derken o sizi köle edinebilir.
Ammar : Genelde insanlara yakın yaşarlar ne etliye ne sütlüye karışırlar fakat yine doğaları gereği insanı pek sevmezler, onları rahatsız etmedikçe veya zarar vermedikçe pek varlıklarını belli etmezler. Davetlere icabet etselerde çok yalan söylediklerinden davet edenin başına ilerde illaki bir iş gelir.
Demonlar : Aslen ingilizce şeytanlar anlamına gelse de bu ırka ait belirli bir isim yoktur, bunun en büyük sebebi demonlar insanlara kendilerini tanrı olarak göstermeleridir, spritualist satanizm vb. dinler de hala daha bu inanış hakimdir. Demon davetlere kolay gelir ve kibardır ama isteklerine karşı çıkarsanız size cephe alabilir, en büyük kozu ikna gücüdür, isterse size görüntüler ve seslerle kandırabilir. Asla hadim olmazlar.
Gul : Genelde bir bölge içinde göçebe yaşarlar, geçtikleri her bölgede tuhaf işler zuhur eder (filan bölgeye taş yağdı, şu bölgede uluma sesleri var vs.) Genelde korkunç görünürler ama bir bölgede ikamet ederlerse o bölgeye tuhaf bir bereket gelir ama gittiklerinde adeta herşeyi kuruturlar.
Cin Kabileleri :
Zuzula : Marid ırkına mensup olan şeytanın fikirlerini benimsemiş fakat ona tabi olmamış bir kabiledir. Genellikle insanlara karşı en insafsız olmalarıyla bilinirler.
Kulyas : namı diğer kilyas cinleri, marid ırkına mensup olup adeta cinler aleminin polis ve jandarmasıdırlar, amaçlarının cinlerin tek bir yumruk olmasını sağlamak olduğunu bir yerde okumuştum.
Nusaybin : Resulullahtan kuranı dinleyerek müslüman olan ilk gruptur, marid ırkına mensup olmasalarda aşırı güçlüdürler.
kabilelerin en bilinenlerini burada sıraladım diğer kabileleri saymanın bize ne getiri nede götürüsü olacaktır.

18 Nisan 2017 Salı

Tanrı İlan Edilen Cinler

Günümüzde demon daveti diye adlandırılan ve çok kolay gelen cinler aslen cinlerin en zayıfları grubuna dahil olsa da insanlara göre kapsamlı bilgilere sahip olduklarından kendilerini kolayca tanrı diye tanıtabilmişlerdir.
Özellikle spritualist satanistlerin politeist inançları çerçevesinde bu tip varlıklara tanrılık ithafı sık rastlanılır. bazı kaynaklara göre politeist inançlar yani paganist inançlar genelde cinlerin tanrısallaştırıldığı tanrılardır. Günümüzde en yaygın olarak bilinen politeist inanç su götürmez şekilde Hinduzimdir, garip gureba tanrılarla dolu olan bu dinin ibadet şekillerine baktığımızda kuranın bahsettiği bir çok cin bilgileriyle örtüşme gösterir.
Bazı kaynaklarda kendisini tanrı ilan eden cin isimleri olarak zeus, amon ra gibi isimlerin geçmesi bu kanıyı daha çok arttırıyor, özellikle batı pagan dinlerini kontrol ettiğimizde tanrıya ibadet şekilleri, kullanılan tütsüler hep cin davetlerinde kullanılan cinstendir.
Bu bilgilerin ışığında paganist inançlarla hinduist inanç sistemlerine bulaşmak onlara tapınmak olduğundan pek bulaşılmaması ve demon daveti yapılmaması en akla ve mantığa yakın iş olacaktır.

17 Nisan 2017 Pazartesi

Wicca Nedir

Wicca'nın tam bir açıklamasını yapmak zordur. Wicca, kökleri Pagan inanışına dayanan, doğanın merkezde yer aldığı bir inanç türüdür. Bir yaşam tarzı, gidilecek yol olarak tarif edilen wicca aslında bir din değildir. Cadılığın diğer adı olarak da adlandıranlar olsa da bu tamamen yanlıştır. Günümüzde wicca'da değişime uğramış ve eski klasik wiccadan daha çok yeni ve Modern bir Wicca kalmıştır.

Şahsen yeni wicca türünde çok fazla eksiklik olduğundan ve doğal olan dürtülerin bile sırf adet veya kültür diyerek kısıtlanması wicca'nın doğasına aykırı olsa da günümüz modern wiccaları bunlara sahip çıkarak bir nevi kendi inançlarını tırpanlamaktadır.

Wicca genel olarak doğa taparlık olarak bilinse de inanç sisteminin kökeninde duoteist bir inançtır, tanrı ve tanrıça'nın varlığına inanan bu sistem, erkek ve kadın eşitliği üstünde birleşmektedir.

Pagan kökenli dinlerin serbestiyetine sahip olmayan wiccalıkta göksel kıyafet bile zorunlu tutulmayıp isteyen uygular gibi bir inanç geliştirilmiş buda erofobik ve nüdofobik kişileri de çevrelerine çekebilmeyi amaçlarcasına hareketlerle yapıldığından ana saflığını bozmuştur. Wicca doğayla özdeş olmayı amaçlamış ve doğal olanı reddetmiş bir sistem olduğundan aslen ritüellerin bir çoğu kovan içinde veya solo olarak nudist bir ritüel sistemini tercih etmiştir, çünkü insan doğayla kendisi gibi olmadan asla iletişime geçemez prensibi vardır işte neowicca akımlarsa bunu tamamen değiştirerek nudist sistemi daha iyi ama şart değil halinde sunmuşlardır.


Cinler Neden Musallat Olur

Cinler insan ırkı varolduğu günden beri insanlara karşı kin beslemektedir, bu sebeple değişik sebeplerle insanlara musallat olmaktadırlar. bunları ana başlıklar halinde anlatmak gerekir.
1 - KAN HAKKI
Bir şekilde görmesek bile cinlere zarar verebiliriz, bu zarar sonucu cin kan hakkını almak için musallat olabilir, cinlerin kan hakkını alması için aile fertlerinden bir kişi veya kabilesinin seçtiği bir kişi bu işi üstlenir ve o kişiye de zarar gelmemesi için uğraşılır. Kan hakkı almak genelde cine zarar veren kişinin ölümüyle sonuçlanır.
2 - AŞIK OLMAKCinler mantık olarak biz insanlardan daha düşük varlıklar olduklarından bizlerin onları göremediğini bildikleri halde bazen bizim hareketlerimizden etkilenip "bana aşık" oldu düşüncesine kapılabilir, aslında aşık olmak terimi çok karmaşıktır, cin herhangi bir şekilde bizim alem katmanımıza girmiş ve bir şekilde bizi görmüş olabilir, bu görmesinde etkilenmişse bu etki hafif bile olsa sahiplenme güdüsüyle hareket edebilir. Bu şekilde musallata uğrayan kişiler genelde evlenememe, sebepsiz kısırlık (tıbben sebebi olmadan), eşiyle cinsel münasebete girememe gibi problemler yaşarlar.
3 - KASITLI MUSALLATBüyü gibi bazı işlemlerle, kişiye özel gönderilen varlıklardır, cinler büyü gibi enerjilerden beslenerek kendilerini güçlü kıldıklarından genelde her büyünün içeriğinde bir cin görevli olarak rol oynar, bir kişiye iyilik veya kötülük niyetiyle büyü vb. bir işlem yapılması o kişiye otomatikmen enerji göndermektir, bu enerjiyi ise takip eden bir cin illaki vardır.
Bazı rahmani yollar cinsiz işlemler yapabilse de bu kişileri bulmak zor olduğundan kesinlikle bulaşmamak en faydalı olan şeydir.
4 - HÜDDAMHüddam kelimesi hadim kelimesinin çoğuludur, hadimin manasıysa ne kadar hizmetçi olsa da aslında bu hadim işlemleri kölelikten başka hiçbirşey değildir, bazı işlemler yapılarak cinin köle olarak kullanılması veya istihdam edilmesi anlamına gelmektedir, tabi bir cin köle olarak alınmışsa o kölenin ailesi, akrabaları, kabilesi bir utanç içine düşer, bu utançtan dolayı köle olarak alınan cin bir şekilde sizinle kurduğu anlaşmayı bozmanızı sağlamaya çalışır, bu anlaşma bozulduğundaysa sizden en acılı şekilde intikam alır, bu intikam öncelikle sizin onun onuruna zarar verdiğiniz gibi sizin onurunuzu lekelemesidir.
5 - DAVETHüddam daveti yapmadınız ama sadece bir iki soru soracaktınız ve davet yaptınız, bu durumda siz alemler arası bir kapı açtınız demektir, bu kapı açıksa da isteyen o kapıdan girebilir demektir, gelen cin mümkün olduğu kadar kapıın açık kalması için uğraşır bu açık kapılardan geçebilmek için öncelikle insanların davetlerden memnun kalmasını sağlamak ve davet yapanlarla arkadaşlık kurmak gibi bahanelerle o kapıyı açık bıraktıracaktır, siz kapıyı kapatmaya kesin niyetliyseniz bu sefer size musallat olacaktır.
6 - ZEVKİNEYukarıda sayılı herhangi bir sebeple insan alemine geçmiş ve kendisiyle ilgi ve alakası olmayan bir insana bile sırf zevk olsun diye musallat olmalarıdır

16 Nisan 2017 Pazar

Cin Musallatı

Cinler enerjisel varlıklar olduklarından ve telepati gibi iletişim kurabildiklerinden bir insanın beynine etki ederek o kişiyi istediğine ikna edebilir, cin musallatları bu yönlerden dolayı psikolojik rahatsızlıklarla eşit ölçüde benzerliklere sahiptir. "ben amerika başkanıydım" diyen bir kişiye şizofren denirken "dün gece beş kişi beni kıyasıya dövdü ve yaktı" diyen bir kişiye de şizofren denilir. Mantıken ikisi de olmayan şeyleri söylemişlerdir.
Bu sebeple gerçek cin musallatını veya şizofreni anlamak gerçekten zordur, bu anlamaları işinin ehli kişiler yapabilirler fakat maalesef materyalist düşüncelere sahip ve görünmeyeni inkar eden günümüz psikolojisi bu konu için yetersiz kalabilmekte.
Şimdi madde madde genel olarak görülen cin musallatı etkilerini sıralamak istiyorum.
01- Sık sık hatta gün aşırı kabus görmek.
02- İnsanlardan huzursuz olup yalnızlığı tercih etmek.
03- Uykusunda dinlenememe.
04- Sık sık hatta gün aşırı ihtilam olmak (rüyada cinsel temas, tecavüz görmek suretiyle cünüp olmak)
05- Olmayan sesler duymak.
06- Sebepsiz korkular yaşamak.
07- Başkalarını göremediği görüntüler görmek.
08- Geçmeyen baş ve eklem ağrıları.
09- İntihara meyletmek, geçmeyen bir bunalım.
10- Çabuk veya sebepsiz sinirlenme.
11- geçmeyen olumsuzluklar ve işlerinin ters gitmeye başlaması.
12- ani ve sebepsiz eşinden, çocuklarından veya sevgiliden soğuma hatta nefret.
Bu maddeler sadece başlıca olanlarıdır, bunları görüyor olmanızda musallata uğradığınız anlamına gelmez, bu etkiler psikolojik olabilir, büyü sonucu olabilir, cin etkisi olabilir, fakat her zaman için bu etkilerde öncelik doktora görünmektir, eğer etkiler geçmiyorsa gerçekten sağlam bir hoca bulunmalıdır.

15 Nisan 2017 Cumartesi

Cinleri Dilleri

Bununla alakalı olarak pek bir bilgi olmamasına karşın, aramice, süryanice, ibranice ve arapça konuştuklarına dair çok fazla rivayet vardır. Fakat mantıken bakıldığında bizlerden eski olan ve kuranın tabiriyle kibirlenmesinden dolayı makamından bile vazgeçebilen bir ırk'ın insan dillerini konuşması gayet mantıksız olacaktır.
Cinler'in mantık olarak biz insanlardan daha düşük varlıklar olmaları bir çok hüddam alimi tarafından defalarca dile getirilmiştir. Hatta Kuran Süleyman peygamber kıssasında süleyman a.s'ın ölümünü bile ancak o yere devrilince anlayabildiklerinden bahsediyor, mantık olarak gelişmiş varlıklar olsalardı veya bilinmeyini bilselerdi bu hataya kesinlikle üdşmezlerdi. Yapılan araştırmalar insanların ancak dokuz dili konuşabileceklerini ve bunlardan sadece üç tanesini anadil olarak konuşabileceklerini ispatlamıştır, cinler mantık ve zeka olarak düşük olduklarından fazla dil konuşmaları imkansız haldedir.
Siz arapça, süryanice veya herhangi bir dilde davet yapsanız bile siz hangi dili konuşuyorsanız karşınıza gelen cin sizinle o dili konuşacaktır, çünkü aslında olan olay şudur, cin sizinle telepatik bir bağ kurarak sizinle sözsüz bir iletişime geçer, çünkü beyinlerin iletişimi için sözler değil duygular, imajinasyonlar ve arzular önemlidir, cin aslında size isteğinizi telepatik bir sözsüz iletişimle sorar ve siz anlatırken o aslında sizi anlamasa da sizin isteğinizin imajinasyon halini, duygusal yoğunlaşmalarınızı ve köken arzunuzu anlayarak ona göre hareket eder.
Cinlerin hangi dilleri konuştuklarını tam olarak bilemeyiz ve bilmemizde neredeyse imkansızdır, çünkü telepatik olarak bu güçlere sahip olup kendi aralarında sözlü iletişimle vakit kaybetmeyeceklerini düşünüyorum, sözlü iletişimler ivarsa bile bunu kesinlikle biz insanlarla paylaşmazlardı.

14 Nisan 2017 Cuma

Cinlerin Dinleri

Cinler biz insanlar gibi inançlara sahiptirler, özellikle ülkemizde en bilinen cin dinleri satanist cinler, yahudi cinler, hristiyan cinler ve müslüman cinlerdir, kuranda bazı cinlerin kuranı dinledikleri ve müslümanlığı seçtikleriyle alakalı ayet vardır.
Kuran - CİNN : l. (Resûlüm!) De ki: Cin lerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik
Kuran - CİNN : 4. Doğrusu bizim beyinsiz olanımız (iblis veya azgın cin ler), Allah hakkında pekaşırı yalanlar uyduruyormuş.
Kuran - CİNN : 5. Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cin ler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.
Tabi cinler sadece tabi olmadıkları gibi bazen kendilerni tanrı olarakta göstermişlerdir. Zaten kendisini tanrı olarak gösteren en ünlü cin şeytanın ta kendisidir. (Bkz. Luciferan Satanizm)
Kuran - CİNN : 6. Şu da gerçek ki, insanlardan bazı kimseler, cin lerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların taşkınlıklarını arttırırlardı.
Bazı islam alimlerine göre ademden önce cinlere defalarca peygamberler gelmiştir, fakat cinler çok rahat göklere çıkabildiklerinden dolayı cinlerin peygamberlerine tam türkçesiyle vali denilebilir, çünkü cinlere gönderilen peygamber hem siyasi, hem dini lider vasfındaydı.

Cinlerin Yaratılışı

Cinler neredeyse bütün inanç sistemlerinde ama iyi ama kötü her zaman varlıklarına inanılmış bir türdür, bazı inançlarda cinlere tapınmak varken bazı inançlarda cinler çok kötü varlıklar olarak tabir edilir. Fakat islam cinlerin bazılarının iyi bazılarının kötü olacağını bildirmiştir.
Cinler insanlardan daha önce yaratılmışlardır. Bunun en büyük delili olarak şunları sıralamak mümkündür. "melekler kendilerine öğretilen veya görmedikleri birşeyi bilemezler" Allah meleklerine "Ben kendime bir halife yaratacağım" dediğinde melekler "Yeryüzünde kan dökecek, bozgunculuk yapacak ve sana isyan edecek kullar mı yaratacaksın?" diye kendi fikirlerini ortaya koyuyorlar, peki melekler görmedikleri veya öğretilmemiş birşeyi bilemezlerse kan dökmeyi, bozgunculuk çıkartmayı (savaşmak) ve isyan etmeyi nereden biliyorlardı? Çünkü melekler doğaları gereği isyan edemezler, isyan edemiyorlarsa demek ki kan döken, savaşan bir varlık vardı.
Cinler yaratılış olarak saf ateşten yaratılmışlardır, tabi saf ateşin zehirleyici olduğu bilgisi de geçer, saf ateş bazı kaynaklarda dumansız ateş olarak geçer. Dumansız zehirleyici saf ateş günümüzde ultra viola ışınları olarak tabir edilir. Şimdi kutsal metinlere bakarak cinlerin yaratılışlarını ve insandan önce varolduklarını görelim.
Kuran / RAHMÂN : 15. Cinleri öz ateşten yarattı. 
Kuran / HİCR : 27. Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık. 
Kuran / KEHF : 50. Hani biz meleklere: Âdem'e secde edin, demiştik; İblis hariç olmak üzere, onlar hemen secde ettiler. İblis cin lerdendi; Rabbinin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da onu ve onun soyunu mu dost ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne fena bir değişmedir!
Hristiyanlık ve yahudiliğe göre cinler yere inip kötülüğe dalmış olan düşmüş melekler ve soylarıdır. yazının geri kalanında düşmüş melekler ve soylarıyla alakalı geniş bir bölüm ayırdığımdan burada kısaca kesiyorum.
Buradan sonra zuzula kabilesi, ifritler, marid ırkı, cin çağırma ve cin olayları hakkında paylaşımlar yapacağım. Sorularınızı yorum kısmından sorabilirsiniz.